11 Temmuz 2010 Pazar

mengen yaylaları


Bu hafta sonu çadırımızı Bolu Mengen yaylalarına kurduk.Yaban kazları, 17 kişiydi bu defa..
Kamp alanımız çok güzel,hatta,kütüklele çevrili,üzeri naylonla kaplanmış,içinde yanabilen bir kuzine,ufak tefek mutfak eşyası bulunan aşağı yukarı 40 metre kare kapalı bir bölümü bile vardı.
Bu bölümde en çok dikkatimi çeken,kapı ağzındaki kocaman yazıydı.
-burası herkesindir,Allah rızası için iyi kullanalım-
Bu yazı çok güzeldi benim için,çünkü; o yazıyı yazan kişi şunu da yazabilirdi;-Burası benim girmryin ve kullanmayın .
Bu bölümdeki kuzine de odun yakıp üzerinde yemek yemek yapmak ayrı bir keyf oldu .Yemek demişken,
yörenin kadınları bize sarıkız dedikleri mantarlardan toplayıp,nasıl pişirmemiz gerektiğini anlattılar,biz de pişirdik ve afiyetle yedik.Bu tip bir mantarı ancak oralarda bulabilir ve yiyebiliriz sanıyorum.Çok özel bir lezzete sahipti.
Her zaman ki gibi gece, kamp ateşimizi yakıp etrafında daire oluşturduk.Şarkılar türküler..
Sabah erkenden kahvaltı hazır sesleriyle uyandık,ya da benim gibi uyanamadık.Güne güzel bir kahvaltının ardından közde pişen kahveyele başlamış oldum.Çadırları toparlayıp sırtlanmamız için 1 saat kadar zaman vardı.Saat 09 30 gibi evimiz sırtımızda yaklaşık 3 saatlik orman içi yürüyüşün ardından ,bir köy evine gelip ,bizim için hazırlanmış su böreğini ve ayranı afiyetle miğdemize indirdik.Buz gibi akan köy çeşmesinde temizlenip paklandıktan sonra.dönüş yoluna çıktık,bu dönüşler bana hüzün veriyor,İstanbula dönmek kabus gibi.
Bu arada kampta ,sabah çiçek toplayan bir arkadaşımız siyah bir yaban domuzuyla nerdeyse burun buruna gelmiş.Böyle bir durumda yüksek bir yere çıkmak gerekiyormuş,çünkü;domuz yüksek bir yere çıkamazmış..
Bir daha ki kampı iple çekiyor olacağım..

Hiç yorum yok: